SDÜ Güzel Sanatlar Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Mustafa Genç, Millî Eğitim Bakanlığı (MEB) Tokat Olgunlaşma Enstitüsü‘nde Kökboyama alanında etkileşimli bir atölye çalışması gerçekleştirdi. Hiçbir kanserojen etki içermeyen ve Doğa Ana‘nın saf ve yalın hâlinden elde edilen Kökboyama, sürdürülebilirlik unsuru olarak tüm dünyada yükselen bir değer olarak anılıyor. Prof. Dr. Genç, özellikle bebek, çocuk ve hassas giysilerin renklendirilmesinde Kökboyama‘nın önemini vurgulayarak bu doğrultuda koleksiyonların oluşturulduğunu belirtti.
“Bütün arayışım çocukluğumda bıraktığım o renkleri yeniden bulmak için”
Somut Olmayan Kültürel Miras unsuru Kökboyama alanında uluslararası literatüre bilimsel bilgi ve yayın kazandıran, “İyi Koruma Uygulamaları” gerçekleştiren ve bu nadide değeri yeni nesillere etkileşimli şekilde aktaran Süleyman Demirel Üniversitesi (SDÜ) Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Genç, küresel ısınma ve iklim değişikliği ile mücadelede de önemli bir misyon üstleniyor.
Doğa Ana’nın bütün renklerinin izinde
“Doğaya çıktığınızda, yeşilin onlarca tonunu görüyorsunuz. Mevsimler değişirken o tonlar milyonlarca farklı renge dönüşüyor. Bu süreç beni çok etkiledi ve bütün arayışım çocukluğumda bıraktığım Doğa Ana’nın renklerini yeniden bulmak için oldu,” diyen Prof. Dr. Mustafa Genç, bu sözleri SDÜ’nün “Isparta’nın Somut Olmayan Kültürel Mirasları Tespiti Projesi” bağlamında ifade ediyor. Proje, 2017 yılında başlatılmış ve hâlâ akademik yayınlar ve bilimsel çalışmalarla devam etmektedir.
UNESCO, ‘Kültürel Miras’ unsuru olarak tanıyor
Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Kurumu (UNESCO), Kökboyamayı Dünya Kültürel Mirası unsuru olarak tanıyor. Bu alanda akademik yayınlar yaparak bilgiyi toplumun tüm kesimlerine aktaran Prof. Dr. Mustafa Genç, Türkiye genelinde etkileşimli atölyeler düzenliyor.
Kökboyama: Dünya’da yükselen bir değer
Prof. Dr. Genç, Kökboyama‘nın sağlık, küresel iklim değişikliği ile mücadele, yeraltı suları ve tatlı su kaynaklarının korunması gibi konularda çok değerli olduğunu belirtiyor: “Dünya’nın en güçlü markaları, bebek, çocuk ve hassas alanlarda kumaşları kökboyama yöntemiyle renklendirmeye başladı. Bu yöntemin popülaritesi giderek artıyor.”
Sağlık açısından etkisi
Kökboyama, tamamen doğal bir yöntemle gerçekleştirilir ve içeriğinde hiçbir kanserojen madde barındırmaz. Soğan, kök, yaprak ve diğer bitki bütünlüklerinden elde edilen bu yöntem, yeraltı sularına veya tatlı içme suyu kaynaklarına zarar vermez. Bu nedenle bebek ve çocuk sağlığı açısından önemlidir ve hassas gruplara özel üretimlerde de kullanılır.
Kökboyama ve Sürdürülebilirlik
Kökboyama, sürdürülebilirlik kavramı içerisinde küçük ama etkili bir adımdır. Prof. Dr. Genç, “Bu nadide kültürü koruyup gelecek kuşaklara aktarmak için çaba gösteriyoruz. Bu sayede, doğal kaynakları korurken tatlı içme suyu ve yeraltı suyu kaynaklarına da zarar vermiyoruz,” diyor.
Kökboyama, yerel toplulukların kalkınmasını sağlar
Kökboyama, biyolojik çeşitliliği korurken yerel toplulukların kalkınmasına destek sağlar. Prof. Dr. Genç, 25 yıllık akademik hayatında en mutlu olduğu anlardan birinin, bir teyzenin bitki toplayarak geçimini sağlarken “-sebep olanlardan Allah razı olsun. Ne güzel oldu. Hayatımıza birisi dokundu-” demesi olduğunu ifade ediyor.
Anadolu’nun binlerce yıllık birikimini marka hâline getirmek
20. yüzyıl başlarına kadar Osmanlı Devleti’nin en önemli ihracat ürünü olan ‘kök boya’, bugün yeniden değer kazanıyor. Prof. Dr. Genç, bu geleneği bir marka değeri oluşturabilecek şekilde tanımlayarak doğal elyafları renklendirme yöntemine ‘kökboyama’ adını veriyor. “Doğada kendiliğinden yetişen bitkiler ve böceklerle elde edilen renklendirme, aslında kökboyama ve doğal boyama olarak bilinir,” diyor.











